İkinci günüm, ayın 22'si yani Ayça kuzumun doğum günüydü :) Haliyle gündüz kısacık bir gezinti yaptıktan sonra hazırlanmak için erkenden eve döndük. Ancak o kısacık gezimiz Girne Mavi Köşk'e idi.
Sizlerle paylaşmasam olmazdı. Mavi Köşk 1950lerin sonlarında İtalyan asıllı Rum bir silah kaçakçısının eviymiş. Bugün ev askeriyeye ait bir müze.
Evin her yeri ölüm korkusuyla ve lüks düşkünlüğüyle tasarlanmış. İçeride fotoğraf çekmek yasaktı ancak şöyle örneklerle size fikir vermeye çalışıyım; evin farklı yerlerinde tünel girişleri, salonun ortasında süt banyosu için ufak bir havuz, her oda monocolor, evin içinde bir bar ve ayrı bir taverna, şarap çeşmesi, odanın her noktasını gösteren aynalar, gözleri sizi takip eden tablolar, bahçede yüzme havuzu, dilek havuzu... Delice..
Mavi Köşk gezisi sonrası Lefkoşa'ya evimize geri döndük, akşam için hazırlandık. Ayrıca İstanbul'dan gelen bir arkadaşımız daha bize katıldı.
Büyük kutlama için Girne Cratos'a gittik. Önce kumarhaneyi şöyle bir dolandık.
Ayça'yla ben ortak oynayarak rulette Serkan'da kollularda yeterince kaybedince kalkma vaktimizin geldiğine karar verdik :)
Kumarda kaybettiysek makyajımızı tazeleyip kendimize geliriz :)
İkinci durağımız Cratos Cage Club oldu. Eve dönünce de kuzumun pastasını kestik :) İyi ki doğmuş benim kuzum :)3. günümüzü yine Cratos'ta bu kez havuz başında geçirdik :) Akşam yemeğinde, Eziç'te meşhur şeftali kebabının tadına baktık. Lezzeti güzel ancak benim gibi yağla arası olmayanlara ağır gelecektir. Ve aşırı aşırı doyurucu bence. Girne'yi, Liman'ı gezdikten sonra akşam da yine Cage Club'da eğlendik.
4. yani son günümüzü ise Magosa'da geçirdik. Magosa öncesi ufak bir talihsizlik yaşadık, aracımız lastik patlattı :/
Magosa gezimiz sırasında Mr. Pound diye bir dükkana girdik ve bakın neler buldum :) Her bir parça 5tl. Ne yazık ki pek fazla bir çeşit yoktu. Ancak Revlon Baby Stick allığı görünce bana bu da yeter dedim doğrusu :) Bir de Wet N Wild'ın ülkemize gelmeyen mineral fondötenini bulup aldım. İçinde bir de minicik kabuki var ancak biraz sert kendisi. Bu 4 taraflı törpülerinde 2li paketi 5 tl idi. Ayçam kendine almıştı birini bana verdi :)
Serkan'ı akşam yolcu edeceğimiz için Magosa'da anca kısa bir tur yapabildik. Aşağıdaki Magosa Kaleiçi Lala Mustafa Paşa Camii'nin fotoğrafı. Etkilenmemek elde mi?Bunlarda son günden geriye kalan en güzel kareler sanırım.
Serkan'ı yolcu ettikten sonra kuzumla Lefkoşa'da Leman Kültür ve Cadının Evi'ne gidip geceyi noktaladık. Cadının Evi turistlerden çok Kıbrıslılar'ın takıldığı bir mekanmış. Sakin, birşeyler içip sohbet edilebilecek bir yerdi. Ben sevdim, Lefkoşa'ya yolunuz düşerse gidin derim :)
5.gün öğlen uçağıyla İzmirime döndüm. Üzerinden günler geçti, geçirdiğimiz güzel günlerin anısı kaldı :) Bir de alınan dutyfree ganimetleri :) Ancak kozmetik namına birşey alamadım zira dolar kuru sebebiyle Türkiye fiyatlarıyla çok büyük farklar göremedim ben :/ Artık alınacaklar listem İstanbul gezime göre yeniden düzenlenecek :)
Sewgiler..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder